4 Temmuz 2014 Cuma

Wi fi

Bugünlerde şu sosyal medya konusuna her zamankinden daha da takığım.
Geçen sene tezimi bu konuda yazdığım için Facebook'u kapatıp resti çektiğim günleri hatırlıyorum da.. Ki hemen ardından herkes, istisnasız herkes nedenini merak edip aradı, sordu, gördüğünde sıkıştırdı, hadi hadii sevgilin mi var, neyi gizliyorsun bizden'lere kadar vardı durum.

Durum. Vahimdi.

Diyordum ki ne yaptığınızı görmek bilmek istemiyorum. O kadar ortada ki, ilgimi yitirdim. 

Hayır, sevgilimi falan gizlemiyordum. Sevgilisi olunca o facebook kapatan tiplere benziyor muyum!? 
Okuduğum makalelerin arasında kaybolmuştum sadece. Kendime uzaktan bakmak istiyordum. Bize. Hepimize. 

Ayna yerine telefon ekranından yansıyan görüntümüze.

İşin içine instagram ve twitter da girdiğinden beri, kartları fazlasıyla açık oynadığımız şu 'sosyal mecra.'

Gerçekten de açık oynuyor muyuz? 
Yapmayın. Kimin kimi likeladığı, neyi neden retweetlediği bu denli önem taşıdığından beri; neyi sadece kendimiz için yapabiliyoruz? Hangi paylaşımlarda gerçek biziz? Hangilerinde böyle görünen biziz?
 
O üstüne alınır, bunu likeladığımı şu görür, selfie koymuş ayıp olur, bu şarkıyı dinliyorum gördün mü!?

Gördüm, gördüm.

Görmek istemesem de görüyor olmak işte beni rahatsız eden.
Bazen kimin ne yaptığını bilmek dahi istemiyor insan. 
Kafasında tarttığı gibi kalsın istiyor. Bir takım saçmalıkları, özellikle vurgulayışları görmek istemiyor. 
Bu bilgi bombardımanı altında ezilip yığılmak, işte bütün mesele bu.
Facebookumda birçok insan 'takip etmeyi bırak' olmuş bu yüzden.
Twitterımda unfollow.
Bir de instagram var tabi. Yemek resmi koyanları 2'ye ayırdığım. Zira bu yemek olayı o kadar riskli ki fotoğrafınız ya gerçekten berbat ya da gerçekten leziz görünüyor. Ortası yok. Yemek resmi paylaşıp da takip ettiğim ancak 2-3 kişi vardır bu yüzden. Hatta belki 1-2.


Kendime sormaya başladım. Herkesi de eleştirir oldum. 
Takip ettiklerimizi neye göre belirliyoruz? 

Ya da şu resmi de koyuyoruz da amaç? Anı kalsın. 

Bahsettiğim gerçek manada kalacak anılar ya da fotografik açıdan cidden şeker olan paylaşımlar değil, bahsettiğim gösteriş ve göstermeyiş. 

Güzelim işte, etrafım arkadaştan geçilmiyor, işim gücüm de yerinde, yemeklerimi hep böyle deniz manzarasında yerim, tatil için geldiğim şu yere de bakın..

Bakıyoruz. Hep birlikte izliyoruz. 

Kendimi eleştiriyorum. Eleştiriyorum. Eleştiriyorum. Ve yolun sonunda siz haklısınız belki ben haksız. Ama kendim için baktığım yönü değiştirmeye başladım ben. 
Wifi sormak istemiyorum. 3g kapalı kalabilir mi bir süre?
Yapamayacağım öyle açık ki..

Ne olup bitmiş değil, ne olup bitiyor'u görmek istiyorum.
Yeşilin tonlarını ayrı ayrı görebilmek yeniden.

Kimin ne yaptığından yola çıkıp, kafamızda oluşturduğumuz senaryolar tam bir çöp.

Hayatlarımız yanyana değilsek uzak mesafelerin ardında.
Resmini çektiğin o köpeği okşamıyorum ki ben. 
Canım arkadaşlarım diyen ses videonun dijital alanında sıkışmış. 


Fişi çektiğim saatlerimi uzattım.
Gökyüzünü izliyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder