30 Haziran 2013 Pazar

Tokuşturalım mı?

Yazı sevmek için çok nedenim var..
Ama galiba ilk sırayı buzlu bardaklar alıyor.. 

28 Haziran 2013 Cuma

25 Haziran 2013 Salı

Bitti.

Tüm sene uğraştığım bir şeyin bugün son günündeyim. Son demek de yersiz aslında biliyorum, geri gelecek önüme, daha düzelecek yerleri var bitmemiş henüz denecek. Ama yine de bugün son günü işte.
Bu tezi yazarken ne çok şey değişti hayatımda. Her şeyden önce tezin kendisi bin kere değişti. İsmi değişti, cismi değişti, içerik değişti, düzeni değişti, tümüyle elbette ben de değiştim.
Her şeyden önce kararsız kalmaya karar verişimden vazgeçtim. Bitirmemeye olan ısrarımdan vazgeçtim. Bir de şu konu olabilirmiş aslında iştahımdan vazgeçtim..
Onların yerine, vedalaşmayı seçtim. Yenisi başlayabilir ama bu bitsin artık dedim. Ne tez hocamı ne de beklentiye kapılan diğer insanları bekletmemeyi seçtim. Yoluma yürümeyi seçtim.

Hayatımda ne zaman kendime dönüp, yoluma yürümeye karar verdiysem; hep en huzurlu günlerimi yaşamışımdır.
Çevremdekiler bana dik kafalı dese de yaktığım gemilerle hep mutlu oldum. Bilirsiniz bu gibi durumlarda insanlar hep verdiğiniz kararın yanlış olduğu doğrultusunda sizi ikna etmeye ve aslında belki de bilinçsizce mutsuz etmeye çalışırlar.

Mutsuz olmayın. Kararlarınız yanlış dahi olsa size ait. Ve sırf size ait oldukları için bile sevilmeyi hak ediyorlar.
Bugün, bugün gerçekten de geri kalan hayatınızın ilk günü.
Bugün kendiniz için bir şey yapın. Yolunuzdan dönün, kendinize olan inadınızı kırın, keskin bir viraj alın mesela.
Bugün farkedin ki hayatın kırılmalarına izin vermezseniz kaskatı olup kalıyorsunuz.
En sevdiklerinizden kopabilmek bazen gerçekten iyidir. En sevdiğiniz giysiniz, tokanız, arkadaşınız, belki saçlarınız..
Bırakın, bırakın ki kendinize yer açılsın. Bırakın hayatın yeni getirilerine yer açılsın. Bırakın hayat istediği gibi bükülsün, aksın..

Ben bıraktım. Belki doktora için, belki sırf bana ait olan zamanı doldu diye, belki de sadece öyle olması gerektiği için kim bilir..
Bitti.

Bu his

Özgürlüğe inanıyor musunuz?
Ben inanıyorum.
Öyle ki dostluğun da, aşkın da özgürlükten beslendiğini hissediyorum.

23 Haziran 2013 Pazar

Bakmak

Israrla bir daha yapmıcam dediğim ve yine de ısrarla yaptığım şeyler var. Böyle yaparken kalbim sıkışıyor; yapmasam içim rahat. Ama bi an geliyor yapmazsam kalbim sıkışıyor; yaparken içim rahat. Böyle işte.
Tuhaf.
Takıntılı.
Keyifli.


20 Haziran 2013 Perşembe

Zaaf

İnsan bazen tüm hayatı boyunca asla yapmayacağını sandığı şeyleri bir anda yapmış olarak buluyor kendini. İnatları yıkılmış, kaleleri geçilmiş ve denizin ortasına kadar soluksuz yüzmüş gibi..

Kendinizin dışında bir başkası gibi.

Konuşmalar sizin değil, gördükleriniz sizin değil, gösterdikleriniz sizin değil, sorduklarınız sizin değil, cevaplar sizin değil, elleriniz üşümüş hem de yazın en sıcak gününde..

Bir bakıyorsunuz ki artık karşıya geçmişsiniz, bir bakıyorsunuz ki kara artık çok uzakta, bir bakıyorsunuz ki elinizdeki tüm dikişler sökülmüş..

O andan itibaren tekerrürler faslına geçiş ya da belki de bununla son.

Sonra radyoda bir şarkı çalıyor.. Sevmeseniz de  yine de durup dinliyorsunuz. Sonra paylaşıyorsunuz. Bitiyor.

18 Haziran 2013 Salı

Pembe balonun hikayesi

Şu uçan balona bakın, pembe olan, işte ordaki. 
Benimdi ve çok şekerdi.. 
Ama gitsin istedim. 
Uçsun bulutlarla özgürce. 
Hem pembe bir balon daha ne isterki?? 

8 Haziran 2013 Cumartesi

Kalbini dinle. Bak nasıl atıyor.

Hayatım boyunca en sık duyduğum 2 cümle: "Merve, bu dikkafalılığın sonu nereye varacak?" "Merve, neden hep burnunun dikine gidiyorsun?" 

Neden Merve neden?? Merve'de bilmiyor. Ne yapalım bu kız da böyleymiş işte. İlla kendi yaşayıp görecekmiş. İlla kendinin başına gelecekmiş. İstemediği bir şeyi yapmayacakmış. İstediği bir şeyden sıkılırsa sürdüremeyecekmiş. Rol yapamazmış. Sahte sahte gülümseyemezmiş. Neyse oymuş. Bu böyle.

Hep dinliyorum, sadece onu, içimdekini. 
Belki yanlış belki doğru yoldayım, ama kendi yolumdayım.

4 Haziran 2013 Salı

5 dakika

Bir 5 dakika var.
Hayat gündeminizi bir anda değiştirebilen. Öyle bir 5 dakika ki; bir adım atıp karşıya geçtiğinde bir daha hiç eskisi gibi olmayan. Sizi değiştiren.  Bütünü değiştiren. Parçayı değiştiren. Dengenizi bozan ya da belki de dengenize oturtan. Ama işte aynı bırakmayan. 
Sıradan bir soruya verilemeyen sıradan bir cevap gibi. Zor bir sorunun yarattığı zihin bulanıklığı gibi. Basit bir cevabın sizde uyandırdığı etki gibi.
5 dakikanın öncesi ve sonrası.