31 Temmuz 2013 Çarşamba

Heves

Temmuzdan öğrendiğim: 

Heves, alınınca bitermiş.

Heves, kaçınca gelmezmiş.

Ve heves, kırılınca küsermiş.



18 Temmuz 2013 Perşembe

O meyveler, bu meyveler.

Akışına bıraktım, gidiyorum.

Temmuz. Tüm sene gelsin diye dört gözle, telaşlanarak beklediğim.. Şimdi geçip giderken sanki beni de götürüyor.. Yerime bir başkasını bırakarak.. 

Yenilenmek iyidir. Arınmak gibi, ferahlamak gibi. 

Derince bir nefesi tüm ciğerlerinizle kucaklamak gibi..

Fokur fokur köpürterek reçel kaynatmak gibi.. 

O meyveler artık o meyveler değil; artık daha bile lezzetli belki ama işte o meyvelerin tadında değil.

Temmuz güzel temmuz, turuncu temmuz.. 

13 Temmuz 2013 Cumartesi

İyi ki doğdum ;);)

Dünyanın en şekerli dostlarına ben sahibim ve inanın yerimde olup bu duyguyu yaşamanızı isterdim :):) 

İyi ki doğdum, iyi ki böyle güzel insanlarla dolu bir dünyam var. :):)



10 Temmuz 2013 Çarşamba

Bazı bazı

Bazı şeylerin gerçek sevgiyle çok ilgisi var ve gerçek sevginin bazı şeylerle hiç ilgisi yok.

9 Temmuz 2013 Salı

Bir gün bir viraj

Değişime olan inancım ve dönüşüme duyduğum hayranlık kendimde en sevdiğim yönlerden. Çünkü insan değiştikçe, derilerinden sıyrıldıkça ne başka biri oluyor ne de aynı kalıyor.. Bu aynı kalmamayı getirdiği gibi eskiyi de komple ortadan kaldırmamış oluyor. Yani o yoldan geçtim kabul; ama şimdi buradayım demek gibi. 

İşte ben yine bu aralar kendimdeki değişimi izliyorum. Yavaş yavaş kana karışan zehirli bir meyve gibi. Değişimi bilen, tanıyan; buna tüm kalbiyle inanan, değişimden korkmayan beni bile şaşırtan değişimi. Sanki her şey altüst oldu; her şeyi en baştan tanıyan minik bir çocuk gibi yeniden öğreniyorum. 

Bu her zaman iyi mi? Yoksa bazen gereksiz mi? Yorucu mu? Anlamsız mı? 

İnsan bazen neyi niçin yaptığını kendi de anlayamıyor. Akışına bırakmak isterken akışta çırpındığını hissediyor. Galiba böyle zamanlarda kendinde bir kıyı bulup oraya gizlenmek en iyisi. Hiç bir şey yokmuşçasına akıp gitmeyi izlemek. 

Bazen bazı şeylerin sonunu bilirsiniz ya hani ve yine de gözünüzle görmek istersiniz; çünkü bilmek yetmez gözlerin şahitliği gereklidir. 

İşte bu durumlarda ben hep yanılıyorum. 

Rüzgar

Rüzgar.

Bana esmeyi anlat. Bana sevmeyi anlat.
Esip geçmeyi anlat rüzgar.

Belki de asla asla demeseydik

Bazen hayatınızın hatasını gönüllü olarak, bile isteye yaparsınız. 

Ve karşıya bir kez geçtiğinizde artık geri dönüşü de yoktur. 

Hatanızı seversiniz.

Hatanızı sevmeyi seversiniz.

Minik bir çocuk gibi.

Minik bir çocuğun dişini çürüten şekerlemeyi sevmesi gibi.

İyi ki yapmışım diyemeseniz de keşke yapmasaydım da diyemezsiniz. 

Riski almışsınızdır bir kere ve fakat hayat restinizi görmüştür.

Bugün hava rüzgarlı. 




Kesik

Damlalardan biri
düştüğü yeri
deldi geçti.


Dürri Baba olan bitenin farkında görünmüyordu.
Ağladığını bilmeden ağlıyor olabilir miydi?

Pinhan

3 Temmuz 2013 Çarşamba

Nil demiş ki:

'Dünyanın en güzel, en rüzgarlı, en kanatlı, en asil duygusu özgürlük. Ve özgürlük, sınırların yokluğu değil elbet. Sınırlar içinde kendinin sonuna kadar gidebilmek..'