9 Temmuz 2014 Çarşamba

Saç-larım/ız

Yolda yürürken diğer kadınlar saçlarınıza bakıyorsa tamamsınız demektir.


Ama bazen de orda burda çevirip saç renginize bayıldım, doğal renginiz mi bu diyenler olur. Aramızda kalsın ama ben işte o anlarda minik bir kaplumbağa olup denizle bütünleşiyorum. Hemen bir kuaför ismi söylemece, yer yön semt izah etmece. 

Saçlar bir kadının en kuvvetli olduğu alanı bence. Mesela bazen ılık bir yaz günü. Dalgalana dalgalana yürürsün yollarda. Birden ters bir rüzgar eser, kendi kokunla mest olursun. Şampuanın ballıysa bal olur kokar bütün dünyan. Gülümsersin böyle içtenlikle. Sonra yolda hızla giderken yanındakine uçuşur. O camı kapatma hiç, uçuşayım hep böyle dersin içinden. Minik bir gülümseme kaplar içini. 

İş yapıyorsan ve saçların açıksa mutlaka ağzına yüzüne gelir, deli eder seni. 

O gün derli toplu bir günündeysen fön çektireyim bari dersin. Kuaförün ve kuaföründeki teyzeler iltifatlar eder saçlarına, yükselirsin. Kendi kendine sarılıp, öpmek istersin.
Köpeğinle oynarken gıdıklarsın onu. Gıcık edersin ama o yine de kuyruk sallar sana, kıyamaz, ısırmaz saçlarını.

Aynanın önüne geçip geçip belime kadar gelmiş işte sonunda dersin. Gizli gizli incelersin kendini, nasıl göründüğünü.. Hemen ardından da annen gelir kızım kestir biraz artık uçlarından der. Dönüp gidersin. Yine bir gülümseme.

Kışın ısıtır enseni ama yazın yakar. Şöyle bir topuz yapıp sokağa öyle çıkarsın. Senin öylesine yaptığın topuza hangi gözler asılı kalır, aldırmazsın. Kahvendeki buzları tıkırdatıp, alıp yürümeye koyulursun cadde boyunca. Tebessüm yine dudağının kenarında.

Bakımlar yaparsın ona, bakımlar yaptırırsın. Uçları yıpranmasın diye uğraşırsın. Ve hatta belki hiç taramazsın benim gibi. Öyle dalgalı, öyle karışık seversin ve öylesine yandan ayırır gibi şöyle bir yana atarsın köpeğini gezdirirken. 

Bu kızıl saç işi riskli kimseye yakışmıyor diye düşünürsün içinden, kendine nasıl yakışmışsa hayret edersin. Kafan atar siyaha boyatmaya kalkarsın ve bu seferde kuaförün kıyamaz sana.

Kavga mı ettin biriyle elektriklenir hemen, mayıştıysan yumuşar yeniden. Uyurken bir de benim gibi saçlarınla oynayabilirsin. Ya da küçüklüğümdeki gibi yanında yatan annenin saçlarına gider elin. Ki başkasının saçına dokunamam zaten, hele ıslaksa asla..

Kuru kuru uçuşsun hep, böyle iyi.

Denize girersin, rengi açılır. Kızıl olur karamel. Böylesi ihanet dersin niye aktı hemen şimdi, soldum resmen. Ama sonra yine bir esinti, saçındaki tuz kokusu omuzlarına siner. Kendine sarılır, gülümseyerek uykuya dalarsın o şezlongta. Omuzlarından öper misin bilmem sen de benim gibi ama öp bi kere dene bak ne kadar şeker oluyor..

Bazen yatışsın dersin örersin yandan. İki yandan olmaz belki artık çocuk değilsin ama tek yan örgüyü de kimse alamaz benden, daha rahatı yok işte hadi yürüyelim mi biraz dersin. 

Rengiyle de oynarsın bazen.. Açtırırsın yorarsın. Koyulaştıkça dinlenirsin. At kuyruğu yaparsın sonra, yürürken sağa sola savrularak sallanır..

O eller hep saçlarında.. Parmaklar hep lüle yapıyor.. Yıkanırken şıp şıp damlıyor. Kururken yağ sürülsün istiyor. Tarağı görünce kaçıyor. Çok uzun süre toplarsan da kafanı ağrıtıyor.. Bir yere yetişeceksek hep illa ki istediğimiz gibi olmuyor.

Ama ille de kendine baktırıyor.

Kendi dalgama kıvrılıp kokluyorum uzun uzun..

Biliyorum, siz de böyle.. 



❤️❤️

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder