30 Ağustos 2014 Cumartesi

Uçuşan

Hava güze döndü, yazın cesedi ölü bir fil gibi hala aramızda duruyor olsa da..


Rüzgar sanki tüm yaprakları sökmek istiyormuş gibi hızla esiyor bu sabah. Sanki sinirini alamamış, sanki ağaçları sökebilse rahatlayacakmış gibi..

İçimde serinliğin getirdiği bir dinginlik, içimde veda etmenin burukluğu..


" kalbim, koskoca bir yaz bitti, kalbim.."
Turgut Uyar


Neler geçip gitti yazla birlikte, neler eridi yaza karıştı hayatımda ve neler sapsarı bir yaz oldu kaldı..

Kıvırcık bakır saçlarımı nasıl uçuşturdum yine.. İçimden kelimeler yükseldi tuttum. Bunlar klasik.. Ellerim daha çok kirlendi. Gözlerim uzaklara baktı. Susmak istedim, konuştum. İnsan anlaşılmak istediğinden emin olamasa da susamıyor bazen. Sadece kırılınca, bi de çok kızmışsa susabiliyor.. Ki bu da susabilmek değil konuşmamak oluyor aslında.

Ve bir de rüzgarı dinlerken.. Dinlerken; duymak için susmak. 
Nasıl kıymetli..

Çaylarda yüzen limon dilimlerini izliyorum da.. karışırken kaşığın o tatlı şıngırtısı falan.. Şeker nasıl da eriyip gidiyor.. Anlayamazsınız. Tamam sulandırmayalım. İçimde birbirini başka yöne çeken o minik çocuklar; biri erime şeker dur lütfen, diğeri eri bitsin artık. Söyleyeceklerim kafamda hızla değişiyor; daha şeker erirken peşpeşe farklı yönlere gittiler bile. 

Sevgili günlük.

Dün bi söz duydum. Çok sevdim.
"Hatalarım, stilimdir."

Her şeyimi olduğu gibi; hatalarımı da oldukları gibi seviyorum.
Her ne kadar hiç bir şeyi beğenmiyorsun merve diye sürekli dırdır etseler de; neyi beğendiğimi gayet iyi biliyorum ve o beğenilerime de hatalarımla sahip oldum. 

Siz canınızı sıkmayın, 
Cancanlarım. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder