17 Ağustos 2014 Pazar

Kalabalık

Bugün hava nasıl elektrikli. Fırtına kopuyor Ağustosun ortasında. Kocaman yağmur damlaları patır patır cama vuruyor.
Enn sevdiğim.
Bir dakika en sevdiğim mi dedim? 
Benim bu en sevdiğimlerim dönem dönem değişiyor da biraz..

Nasıl anlatsam ki..
Mesela,
Yağmuru, fırtınayı ve bu tür havaları çok seviyorum. 
Gök gürültüsünü daha çok. Bayılırım hatta. Mesela bu hiç değişmez.
Ancak
Ilık bahar havalarını sevdiğim ve yağmura gıcık olduğum dönemler de çok.
Kışı hiç sevmem mesela ve karı da çoğunlukla. 
Ve buna rağmen kar yağmasını izlemeyi özlerim zaman zaman. Uludağı hiç sevmezken sabah kalkıp gitsek mi acaba diyebilirim pat diye..
Ve zaman zaman kışı çok sever gibi olurken bir yandan da kasvetli ve bayık bulurum.
Tüm bunların yanında,
Yaza bayılırım ve yaz gelince serinliği özlerim.

Sanki bir mevsimin gelmesini istemek, bunu beklemek mevsimin kendisinden daha heyecanlı. Gibi..

Nasıl anlatılır; sanki olmasını beklemek olmasından daha güzel ama bir yanım da öyle sabırsız ki beklemeyi sevmiyor. 


Bugün böyle, yarın öyle seviyorum. 
Üstelik bugün gerçekten böyle, yarınsa gerçekten öyle hissettiğim için.
Kendime bu konuda yalan söyleyemem ki..
Hiç bir şeyi düzenli olarak sevememek kendi içinde bir dengede mi oturuyor bunu da bilmiyorum. Ama hepsi ben'im işte.. 
Kararsız falan da değilim. Uzun uzun düşünmem, bir seçim yapar geçerim. Sadece bir parça değişime açık mı kalıyor demeliyiz acaba?
Sanırım ben her şeyi 'bazen' seviyorum.
Sevmediklerimi de sevmeye çalışıyorum. En azından deniyorum.
Çok sevdiklerimiyse bir anda hiç sevmeyebiliyorum. 
Hem grisi yok hem siyah ya da beyaz da değil.

"Hayatı bir bütün olarak görüyorum ve yine de birbirine uymayan."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder