22 Haziran 2014 Pazar

Yengeç ve Kova, Pamukla Şeker

Saf mısın kızım!? diyorlar..

Saf mıyım kızım!? 

Neyse ne.

Bir şey öyle oluyorsa, öyle olması gerektiği içindir. Fazlası yok. 

Zaman zaman yengeçliğim tutuyor işte. Hemen içim üzülüyor. Olmayacak şeylere kırılıyorum saçma sapan. Yok öyle mi olmuş da, yok böyle mi yapmış da?..

Sonra kovalığım geliyor. Malum yükselen. Boşveriyorum birden bire. Of banane ya. İnsanların kendi hayatı. İrdeleyemicem hiç. İrdeleyemeyeceğim. Evet. Böyle yazılıyor.

Mutluluk önemli. Kim ne yaparak mutlu oluyorsa, olmalı.

İki ayrı burç. İki zıt karakter. İkisi de içimde. İkisi de dalgalanıyor. 

Biri deniz seviyor, öteki yolda yüzüme esen rüzgarı. Kızıl saçlarımı havalandırıp yanımdakinin yüzüne çarptırsa da çoğunlukla, arabaya dolan rüzgara bayılıyorum. Gülmemek elimde değil. Deniz derseniz, balinasına kadar aşığıyım. Köpekbalığının sivri dişlerine varıncaya dek. Ve denizden çıkanlar, arkadaşlarım benim, asla da yiyemem. 

Tamam, geçelim burayı.

Biri bağlanmamı kolaylaştırıyor, diğeri bağımlı olmamamı. Yengeç ve kova işte.

Biri sarıp sarmalarken, öteki bollaştırıp rahatlatıyor. Denge.

Biri geçmiş şarkıları dinlemeyi seviyor, öteki geçmişe ait koleksiyonları bile sevmez. Çocuk.

Biri konuşsun, dinlensin. Diğeri konuşan bulsun ve dinlesin. Zeka arayışında. Bilgisizse olmaz.

Biri sıcak, biri daha soğuk. Çoğunlukla duygusal. Fazlaca utangaç bazen. Sonra umursamaz. Hele canını sıkacak şeyleri, huzursuzlukları uzatmaya hiç gelemez, kesip atar. 

Kaç kişiyiz? Valla aslında gayet iyiyiz. :):))

Güneş ve yükselen. 

Sahi siz kimsiniz?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder