26 Haziran 2014 Perşembe

Bi sus

Sevgilileriyle çata çat kavga eden insanları görüyorum. Böyle baya baya kavga ama ya.

İnsan tartışır kavga da eder, olabilir ama bunun bir üslubu olmaz mı? Anlayamadığım, bu kelimeleri sarfedebildikten sonra o adama nasıl tekrar saygı duyabildiğin.. /niz..

Zaten saygı duymuyor musun? O zaman bir dakika. Nasıl yani!? Nasıl sevebilirsin ki o zaman?? Saygı duymadığın bir adamı. Veya kadını. Her neyse.

Derdim başkaları değil. Ne düşündükleri falan hiç değil. Benim derdim kendimle. Ben, bu tür yüzgöz olmalara asla dayanamıyorum.

Yani hayır işte, bunlar insani durumlar falan da değil. Kendini kaybederken, kendini mi kandırıyorsun? 

İki insan, işveren ve işçi, öğrenci ve öğretmen, anne ve çocuk, garson ve müşteri, karı ve koca.. Uzayan liste..

Demek istiyorum ki hayır, iki insan, kavga ediyorlar diye birbirlerine her kelimeyi söyleyemezler.

Hak edene hak ettiği şekilde davranmaktan anladığım benim bu değil. Kışkırtıldın diye kendinden geçmek zorunda değilsin. İnsan ilişkisi, kendini ötekine kanıtlama yarışı hiç değil.

İnsan ilişkileri gerçek anlamda mesafeden besleniyor bana kalırsa. İçiçe geçmişlik sadece zehirli bir sarmaşık gibi içten içe karşınızdakini boğuyor, kanını çekiyor, kurutuyor. Severken de kavga ederken de o mesafe şart. Öyle soğuk donuk bir mesafeden bahsetmiyorum. Ama şu noktada neyden bahsettiğimi anlayamıyorsan anlatmak çok da işe yaramaz zaten. 

Ama gerçek bu.

Yaşam alanı. Yaşam için alan. Yaşadığın bir şeyler olup bitsin de karşındakiyle paylaşabil diye ihtiyaç duyduğun o alandan bahsediyorum. Hani şu ilişkinin ilk gününde pimapenle kaplayıp odaya kattığın o balkon. 

Bu konularda fazla serin olduğumu söylüyorlar. Öyleyim evet. Canımı sıkan insanlara da 'hadlerini bildirmek' gibi saçma sapan uğraşlarım olmaz, olamaz da. Zira bir şeyi düğüm haline getirmektense iplikleri gevşetmeyi faydalı buluyorum. :)

Mevlana'nın sevdiğim bir sözü var: "Mecnun değilim dost; lakin çağırsan çöllere gelirim."

Mecnun olamam ama dostlarım, yakınım dediklerim için her yardımı yapmaya hazırım. Fedakarlık önemli. Gerektiğinde sinirinden fedakarlık yapmak da bu sınıfa girebilir. 

Karşındakine olan sevginin büyüklüğünden, nefsine hakim olmayı denemek belki..

Zaten en büyük savaşı nefsimizle vermiyor muyuz?

Vesselam..





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder