31 Mart 2016 Perşembe

Sarmal

Hayatımın en zor senesi bu değil şüphesiz,
Sadece biraz karışık. Hepsi bu.

Biliyor musun sevgili okur, aslında hayatı en çok bu zamanlarında seviyorum.
Düşmemek için sıkı sıkı tutunurken, bir yandan da milyon metre yükseklikten mutlulukla süzülür gibi kendimi bırakışımı..

İçimin kanat çırpışını, 
Ve kalbimin usul usul atışını.

Sanki yürüdüğüm yolu bilir gibiyim ve aslında hiç de gitmedim.

Büyüttüğüm o küçücük şeyler aslında hiç yok.
Sessizliği dinlediğim o ikindi vakitleri gözlerimi kapattığım da anlıyorum bunu. Sanki anılar minik minik hortumlar gibi etrafımda dönerken, bahar ılık ılık kokarken, alıştığım büyüdüğüm yere artık ait değilken,
Anlıyorum bunu..

Karşıma çıkan insanlar, gidenler, hep kalacak olanlar, evet herkes bir şey öğretiyor, iyi ki yapıyorlar bunu derken hoplayıp zıplıyorum yine, içimde şu büyümeyen çocuk, gücünü odasından alıyormuş olan minik bir kız, aslında herkes her şeysiz yapabiliyormuşu anlamaya çalışan ufaklık, ah merve, her şeyden eğlenecek bir şey yaratıyorsun..

Galiba en çok kendinle mutlusun çünkü.
Bi de kendine sarılabilsen, kokun nasıl tatlıymış bilebilsen..

Kendimize sarılabilsek gerçekten değil mi?
Ne güzel olurdu..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder