6 Aralık 2014 Cumartesi

Mutlucuk

Çünkü her şey olacağına varıyor. Olması gereken oluyor. Öyle yapmak istemediğiniz halde o noktaya gelebilirken, tam olarak öyle yapmak istediğiniz bir an, tam tersi olabiliyor. Çünkü kırılacaksa kırılıyor işte. Yanlış anlaşılacaksa anlaşılıyor. Doğru anlaşılacaksa da doğrulanıyor kendiliğinden.
Akacaksa damlıyor şıp şıp. 
Ah bir de sizin olan size geliyor. İçimizi temiz tutalım. Serin olmak iyidir.  Olana takılmadan, kurcalamamaktan bahsediyorum. Öyle anlaşılması gerekiyormuş demek ki'lerden..
Anlatmanın, izah etmenin ve inandırmaya çalışmanın yararsız olduğu şu tuhaf anlardan.. 

Hayatı en çok da bu anlarında seviyorum aslında. Kendisi gibi olduğunda, istediğini yaptığında, ben bu'yum dediğinde..
Nazlı bir bebek gibi kendimi kollarına bıraktığımda. Sonra gökyüzüne bakıp yağmur damlalarına gülümsediğimde.. 

Hayat sana ait olmak nasıl tatlı. Kalbinin attığını duymak böyle içten içtenn. Çok dikkatli dinlersen duyuyorsun ancak; bu sonsuz devinimin aslında neşeli bir gülücükten başka bir şey olmadığını..

Hayat, derin bir nefes kadar dolu, ılık bir su gibi kabul eden, boşluk kadar hafif ve devasa dağlar kadar hayranlık uyandırıcısın.

Sarılmak sonra birden.
Aniden sarılmak böyle.
Kucaklamaktan öte, kavranmak büyük avuçlarla.. 

Mutluluk.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder