13 Mart 2013 Çarşamba

Çok bilen mi? Hiç susmayan mı?

Bir tanıdığım var; her şeyin en iyisini sadece kendisi biliyor. Yok aslında öyle sanıyor. İşin ilginci öğrenim hayatının Google'dan ibaret olması. Kendisi üzülmesin diye çoğu zaman "-mış gibi" yapıyorum ama anladım ki bu hal böyle devam ettikçe; o da kendisini gerçekten "-mış" zannediyor. Bu aslında öyle okumak okumamak meselesi falan da değil; düpedüz karakter meselesi. Zira doktora derecesini bitirmiş olsaydı da zihniyeti değişmezdi. Fuzuli'nin sözünü bilirsiniz: "Mey biter saki kalır. Her renk solar haki kalır. İlim insanın cehlini alsa da hamurunda varsa eşeklik baki kalır."

Bu arada gerçekten eşekleri severim. İnsan olmaya çalışmayanlarını. Ve tabi insanları da severim. Eşek olmaya çalışmayanlarını.

Böyle lafla sözle gönderme yapılır da Rumi'den dem vurmamak olur mu? Olmaz tabi.

Buyrun o halde:
Bir gün hocaya sorarlar: "Onca okur, onca yazarsın ya neyi bilirsin?" Meşhur cevap şöyledir: "Haddimi bilirim."

Haddini bil(e)meyenler için MFÖ'den dinliyoruz: Peki, peki anladık!! Dansını da yapıyorum söylerken, böyle elimi, kolumu, kafamı sallaya sallaya :))
http://www.youtube.com/watch?v=TR9oeszwibg

Bu kadar laf söz yeter. Sanıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder